a particular such rule

listen to the pronunciation of a particular such rule
الإنجليزية - التركية

تعريف a particular such rule في الإنجليزية التركية القاموس.

law
{i} hukuk

Erkek kardeşim hukuk öğrenimi için Amerika'ya gitti. - My brother went to the United States to study law.

O, üniversitede hukuk eğitimi alıyor. - He is studying law at the university.

law
kanun

Bu yeni kanunun, özgürlüğünü kısıtlayacağını hissediyor. - He feels this new law will restrict his freedom.

Yeni vergi kanunu boşluklarla dolu. - The new tax law is full of loopholes.

law
sakçı
law
{i} kural

Her şey doğanın kurallarına tabidir. - Everything is subject to the laws of nature.

Araba sürerken trafik kurallarına uymamız gerekiyor. - You should obey the traffic laws when you drive.

law
{i} yasa

Newton yerçekimi yasasını kanıtlamıştır. - Newton established the law of gravity.

Yeni yasa ada halkına zorla kabul ettirildi. - The new law was enforced on the people of the island.

law
{i} dava

Avukatlar davaları kazandıklarında çok miktarda dolar kazanırlar. - Lawyers make mega bucks when they win cases.

Avukatlar davayı saatlerce savundu. - The lawyers argued the case for hours.

law
sokaklarda emniyet
law
{i} ilke
law
polis law and order küçük suçlara karsı şiddet
law
the law hâkim veya avukatlar sınıfı
law
(Avrupa Birliği) hukuk, yasa, kanun,mevzuat
law
{i} yasal çözüm
الإنجليزية - الإنجليزية
law

A new law forbids driving on that road.

a particular such rule

    الواصلة

    a par·ti·cu·lar such rule

    التركية النطق

    ı pırtîkyılır sʌç rul

    النطق

    /ə pərˈtəkyələr ˈsəʧ ˈro͞ol/ /ə pɜrˈtɪkjəlɜr ˈsʌʧ ˈruːl/
المفضلات