الإنجليزية - التركية
تعريف a minister of the highest rank, better written embassador, which see في الإنجليزية التركية القاموس.
- ambassador
- {i} elçi
Portekiz'in Fransız büyük elçisidir.
-She's the French ambassador to Portugal.
Suudi Arabistan büyük elçisinin istifa ettiğini az önce gördüm.
-I've seen just now that the ambassador of Saudi Arabia has resigned.
- ambassador
- {i} büyükelçi
Onun tutkusu bir büyükelçi olmaktır.
-Her ambition is to become an ambassador.
Büyükelçi bu gece Japonya'dan ayrılıyor.
-The ambassador is leaving Japan tonight.
- ambassador
- (Askeri) BÜYÜK ELÇİ
Suudi Arabistan büyük elçisinin istifa ettiğini az önce gördüm.
-I've seen just now that the ambassador of Saudi Arabia has resigned.
O, Haiti büyük elçisidir.
-He's the ambassador to Haiti.
- ambassador
- {i} temsilci
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف a minister of the highest rank, better written embassador, which see في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- {n} ambassador
a minister of the highest rank, better written embassador, which see
الواصلة
a min·is·ter of the highest rank, bet·ter writ·ten embassador, which seeالنطق
Resimler
السابق
المفضلات