O, oğullarına kötü davrandı.
 - He behaved badly to his sons.
Tom oğullarını öldüren kaza için Mary'yi suçladı.
 - Tom blamed Mary for the accident that killed their son.
Karısı ona iki kızı ve bir erkek çocuk doğurdu
 - His wife bore him two daughters and a son.
Bir çocuk bir şarkıdan daha çabuk ne öğrenir?
 - What will a child learn sooner than a song?
Onun oğlu ünlü bir piyanist oldu.
 - His son became a famous pianist.
Küçük oğlum araba sürebiliyor.
 - My little son can drive a car.
Oğlumuz savaşta öldü.
 - Our son died during the war.
Benim bir oğlum ve bir de kızım var. Oğlum New York'ta ve kızım da Londra'da.
 - I have a son and a daughter. My son is in New York, and my daughter is in London.
O, şimdiye kadar sahip olduğumuz tek erkek evlat.
 - He is the only son that we have ever had.
Tom mükemmel erkek evlattır.
 - Tom is the perfect son.