تعريف a lot of في الإنجليزية التركية القاموس.
- birçok
Birçok İngilizce sözcük, Latince'den türemiştir.
- A lot of English words are derived from Latin.
Birçok müşteri danışma için avukata gelirler.
- A lot of clients come to the lawyer for advice.
- sürüsüne bereket
- bini bir paraya
- bir dünya
- külli
- çok
Açılış törenine çok misafir davet etmeyi planlıyorum.
- I plan to invite a lot of guests to the opening ceremony.
Onun ne de çok kitabı var!
- What a lot of books he has!
- niçe-niçe
- kârlı
- bir çok
Bir çok çözümü düşünüyoruz.
- We are thinking of a lot of solutions.
Bir çok öğrenci Bay Brown'a saygı duyuyor.
- A lot of students look up to Mr Brown.
- çok/pek çok (şey): She bought a lot of books. Çok kitap aldı
- a lot
- çok fazla
Japonya, çok fazla kâğıt tüketmektedir.
- Japan consumes a lot of paper.
Geçen yıl yaklaşık bu zaman çok fazla kar vardı.
- We had a lot of snow about this time last year.
- a lot
- birçok
Birçok müşteri danışma için avukata gelirler.
- A lot of clients come to the lawyer for advice.
Yolda birçok hayvan gördü.
- She saw a lot of animals on the road.
- a lot
- çok
O okulunu çok seviyor.
- She likes her school a lot.
Onun ne de çok kitabı var!
- What a lot of books he has!
- a lot
- buram buram
- a lot
- fena
- a lot
- hayli
Bilgisayarda bir hayli deneyimin var, değil mi?
- You have a lot of experience in computers, don't you?
Bir hayli mücevher satın aldın.
- You bought a lot of jewels.
- a lot
- fena halde
- a lot
- şiddetle
- a lot
- pek
Partide pek çok oyun oynadık.
- We played a lot of games at the party.
Sel pek çok zarara neden oldu.
- The flood caused a lot of damage.
- a lot
- bir yığın
- a lot
- çok: They like her a lot. Ondan çok hoşlanıyorlar. She´s a lot better. O çok daha iyi
- a lot
- alote
- gobs of
- Çok
- lot of
- lotun
- a lot
- bir sürü
Senin bir sürü kitabın var.
- You have a lot of books.
Bir sürü arkadaşım var.
- I have a lot of friends.
