a leader of a nation, one who rules

listen to the pronunciation of a leader of a nation, one who rules
الإنجليزية - التركية

تعريف a leader of a nation, one who rules في الإنجليزية التركية القاموس.

ruler
{i} hükümdar

Köylüler hükümdara karşı ayaklandılar. - The peasants rose up in rebellion against the ruler.

İmparatora gelince, o dünyanın hükümdarıdır. Barbarlara gelince, onlar dünyanın uşaklarıdır. - As for the Emperor, he is the ruler of the world. As for the barbarians, they are the servants of the world.

ruler
{i} hakim
ruler
cetvel

Tom cetvelimi ödünç aldı. - Tom borrowed my ruler.

Bir cetvelle on iki inç uzunluğa kadar bir şeyi ölçebilirsiniz. - A ruler can measure something up to twelve inches in length.

ruler
amir
ruler
cetvel tahtası
ruler
han
ruler
çizelge
ruler
kağan
ruler
yöneten
ruler
şerit metre
ruler
türbe
ruler
çizgi
ruler
yönetenler
ruler
padişah
ruler
{i} yönetici

Yönetici devrildi ve ülkeden sürüldü. - The ruler was overthrown and banished from the country.

Biz sizin yeni yöneticileriniziz. - We are your new rulers.

ruler
cetvel/yönetici
ruler
{i} idareci
الإنجليزية - الإنجليزية
ruler