Sami mahkumiyetini bozmak için bir kampanya başlattı.
 - Sami launched a campaign to overturn his conviction.
Sami mahkumiyetini temyiz ediyor.
 - Sami is appealing his conviction.
Sami mahkumiyetini bozmak için bir kampanya başlattı.
 - Sami launched a campaign to overturn his conviction.
Çok derin inançları var.
 - They have very deep convictions.
Tom'un sesinde büyük bir inanç vardı.
 - There was great conviction in Tom's voice.
Bizim görüşümüz sahip olduğumuz bir fikirdir; inancımız bize sahip olan bir fikirdir.
 - Our opinion is an idea which we have; our conviction an idea which has us.
Senin görüşlerine göre yaşamak zor.
 - It is hard to live up to your convictions.