Bill ve John sohbet etmek için ayda bir kez bir araya gelmekten hoşlanıyorlar.
 - Bill and John like to get together once a month to chat.
Tom buraya erken gelmek isteyen kişidir.
 - Tom is the one who wanted to get here early.
Fort Sumter'a yemek götürmek zor olacak.
 - Getting food to Fort Sumter would be a very difficult job.
Yalnız yemek yemeye alışıyorum.
 - I'm getting used to eating alone.
Tom çatıya ulaşmak için merdivene tırmandı.
 - Tom climbed up a ladder to get to the roof.
Adaya ulaşmak onlar için zordu.
 - It was hard for them to get to the island.
Tom yedek lastiği çıkarmak için bagajı açtı.
 - Tom opened the trunk to get the spare tire.
Tom'u oradan çıkarmak zorundayız.
 - We have to get Tom out of there.
Arabayla istasyondan amcamın evine varmak yaklaşık sadece beş dakika aldı.
 - It took only about five minutes to get to my uncle's house from the station by car.
Ofisime varmak yaklaşık on beş dakika alır.
 - It takes about 15 minutes to get to my office.
Annem akşam yemeğini hazırlamakla meşguldü.
 - Mother was busy getting ready for dinner.
Bayan West kahvaltı hazırlamakla meşgul.
 - Mrs. West is busy getting breakfast ready.
İstikrarlı bir iş bulmak zorundasın.
 - You've got to get a steady job.
Bazı insanlar iş bulmak için sahte isimler kullanmak zorunda kaldı.
 - Some people had to use false names to get work.
İşe başlamak istiyorum.
 - I want to get to work.
İlerlemenin sırrı başlamaktır.
 - The secret of getting ahead is getting started.
Before going to work in Paris I must freshen up on my French.
 - Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.
Before going to study in Paris, I have to brush up on my French.
 - Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım.
Mr. White has gone to Canada.
 - Bay White Kanada'ya gitti.
She may have gone out to do some shopping.
 - O biraz alışveriş yapmak için dışarı gitmiş olabilir.
If you had never gone to Boston, you wouldn't have met Tom.
 - Boston'a hiç gitmediysen Tom'la tanışamazdın.
Who's your favorite heavy metal guitarist?
 - Favori heavy metal gitaristin kim?
I just can't get along with him.
 - Onunla anlaşamadım gitti.
We went to London last year.
 - Geçen yıl Londra'ya gittik.
Do you know where your dad went?
 - Babanın nereye gittiğini biliyor musun?
Before going to work in Paris, I must brush up on my French.
 - Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.
Before going to study in Paris, I have to brush up on my French.
 - Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım.
I wish to go to Hawaii.
 - Hawaii'ye gitmeyi diliyorum.
It will not make much difference whether you go today or tomorrow.
 - Bugün ya da yarın gitmen pek fark yaratmayacak.