الإنجليزية - التركية
تعريف a fleet of ships; an assemblage of merchantmen, or so many as sail in company في الإنجليزية التركية القاموس.
- navy
- lacivert
- navy
- kazma makinesi
- navy
- bahriye
- navy
- donanma
Büyük bir ordu ve donanmaya ihtiyaç olacaktı.
-A large army and navy would be needed.
Amerika Birleşik Devletleri donanması, savaş için hazır değildi.
-The United States navy was not ready for war.
- navy
- {i} deniz filosu
- navy
- {i} deniz kuvvetleri
Neden deniz kuvvetlerine katılmak istiyorsun?
-Why do you want to join the navy?
Tom ve Mary deniz kuvvetlerine katıldılar.
-Tom and Mary joined the navy.
- navy
- devletin gemi kuvveti
- navy
- (Askeri) DENİZ KUVVETLERİ: Bak. "United States Navy"
- navy
- navy bean küçük kuru fasulye
- navy
- koyu mavi
- navy
- deniz kuvvetler
Mary koleji bitirdikten sonra deniz kuvvetlerine katıldı.
-Mary joined the navy after finishing college.
Tom ve Mary deniz kuvvetlerine katıldılar.
-Tom and Mary joined the navy.
- navy
- navy yard harp gemileri tersanesi
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف a fleet of ships; an assemblage of merchantmen, or so many as sail in company في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- navy
a fleet of ships; an assemblage of merchantmen, or so many as sail in company
الواصلة
a Fleet of ships; an as·sem·blage of merchantmen, or so ma·ny as sail in com·pa·nyالنطق
Resimler
السابق
المفضلات