Kent etkinlikle doluydu.
 - The town was full of activity.
Siyasal etkinlikte bulunmak için zamanım yok.
 - I have no time to engage in political activity.
Birçok yerde, doğa insan faaliyeti tarafından tehdit edilir.
 - In many places, nature is threatened by human activity.
Televizyon izlemek pasif bir faaliyettir.
 - Watching TV is a passive activity.
İhracaat sınırları aşan ticari bir etkinliktir.
 - Exporting is a commercial activity which transcends borders.
Favori yaz etkinliğin nedir?
 - What's your favorite summer activity?
Tom hiçbir beyin aktivitesi işareti göstermiyor.
 - Tom is showing no signs of brain activity.
Tatoeba, yalnızca imajını kötülemek ve faaliyetini aşağılamak isteyenleri işbirlikçi olarak kabul etmemeli.
 - Tatoeba should not admit as collaborators those who only wish to denigrate its image and demean its activity.