Yanan arabalar, ölen insanlar vardı ve kimse onlara yardımcı olamadı.
- There were cars burning, people dying, and nobody could help them.
Tom yanan bir binadan bir çocuğu kurtarmaya çalışırken öldü.
- Tom died trying to save a child from a burning building.
Zayıflamanın tek yolu yediğinden daha fazla kalori yakarak bir kalori açığı oluşturmaktır.
- The only way to lose weight is to create a caloric deficit by burning more calories than you eat.
Geçmişe bakıldığında, çöplerimizi evlerimize çok yakın yakmamamız gerektiği apaçık ortadadır.
- In retrospect, it may seem obvious that we shouldn't have been burning our trash so close to our house.
Zayıflamanın tek yolu yediğinden daha fazla kalori yakarak bir kalori açığı oluşturmaktır.
- The only way to lose weight is to create a caloric deficit by burning more calories than you eat.
Yangın şiddetli bir şekilde yanıyor.
- The fire is burning furiously.
Geçmişe bakıldığında, çöplerimizi evlerimize çok yakın yakmamamız gerektiği apaçık ortadadır.
- In retrospect, it may seem obvious that we shouldn't have been burning our trash so close to our house.
Çöpleri eve çok yakın yakmak iyi bir fikir değildi.
- Burning the trash so close to the house wasn't a good idea.
her burning heart.
... But you haven't really got the burning platform that we had ...
... To keep our forges burning, we began cutting down our forests. ...