Ne alışveriş etmek ne de anneme hoşça kal demek için zamanım vardı.
- I had neither the time to go shopping, nor to say goodbye to my mother.
Nerede biraz alışveriş yapabilirim?
- Where can I do some shopping?
Orada alışveriş yaparak para tasarruf ettin mi?
- Did you save money by shopping there?
Tom günü gezi için alışveriş yaparak geçirdi.
- Tom spent the day shopping for the trip.
Alışveriş yapmaya gitmeliyim, bir saat içinde döneceğim.
- I have to go shopping; I'll be back in an hour.
New York'ta Fifth Avenue'da alışveriş yapmak istiyorum.
- I'd like to do shopping on Fifth Avenue in New York.
Dün alışveriş yapmaya gitmedi, değil mi?
- She didn't go shopping yesterday, did she?
Ne alışveriş yapacak ne de anneme hoşça kal diyecek vaktim vardı.
- I had neither the time to go shopping, nor to say goodbye to my mother.
Alışveriş listesinde tüm ürünleri kontrol ettiniz mi?
- Did you check all the items on the shopping list?
Tom annesinin ona verdiği alışveriş listesini kaybetti ve sadece yemek istediği şeyleri aldı.
- Tom lost the shopping list his mother had given him and just bought things he wanted to eat.
Bugün alışveriş merkezine gittik. Çok sıkıldım.
- Today we went to the shopping mall. I was very bored.
Kasabanın kenarında yeni bir alışveriş merkezi açıldı.
- A new shopping mall opened on the edge of town.
Piyangoyu kazanınca alışveriş çılgınlığına daldı.
- Having won the lottery, she went on a shopping spree.
Mary servete konduktan sonra bir alışveriş çılgınlığına devam etti.
- Mary went on a shopping spree after coming into some money.
comparison-shopping job.
I carried three heavy bags of shopping up the stairs.
On Saturdays we usually do the shopping.
shopping-cart rattle.
... school outfit shopping, you know. Everybody is kind of catching on to communicating by ...
... in our friends he said for people with shopping go to church with ...