If he should hear the news, he would be shocked.
- Haberi duysa, şoka girer.
We all shuddered from the great shock.
- Hepimiz büyük şoktan dolayı ürperdik.
It still blows my mind.
- Bu beni hâlâ şok ediyor.
Sami bought a stun gun.
- Sami bir şok silahı satın aldı.
Culture shock is often described as an emotional rollercoaster.
- Kültür şoku genellikle duygusal bir lunapark hız treni olarak tanımlanır.
In a foreign country most of us go through culture shock.
- Çoğumuz yabancı bir ülkede kültür şoku yaşarız.