Mr Kondo is the most hardworking in his company.
 - Bay Kondo, şirketindeki en çalışkandır.
Our company is going to be left behind too if we don't create an environment in which we can get instant Internet access.
 - Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak.
After fifteen years at a building firm, Bill Pearson was given the responsible position of area manager.
 - Bir inşaat şirketinde on beş yıldan sonra, Bill Pearson'a sorumlu bölge müdürü pozisyonu verildi.
International Business Machines Corporation, based in Armonk, New York, is the world's largest computer firm.
 - Armonk, New York'ta bulunan IBM Şirketi dünyanın en büyük bilgisayar firmasıdır.
Small businesses are often absorbed by a major company.
 - Küçük işletmeler genellikle büyük bir şirket tarafından sömürülürler.
Our trading companies do business all over the world.
 - Ticari şirketlerimiz bütün dünyada işlerini yaparlar.
The small company was taken over by a large organization.
 - Küçük şirket, büyük bir organizasyon tarafından devralındı.
Corporate earnings in the first quarter improved sharply.
 - Şirket kazançları ilk çeyrekte keskin şekilde gelişti.
The corporate headquarters is in Los Angeles.
 - Şirket merkezi Los Angeles'ta.
We hired a company to get rid of the insects under our house.
 - Evimizin altındaki böceklerden kurtulmak için bir şirket kiraladık.
This drink is on the house.
 - Bu içki şirkettendir.
The bureaucrats maintain solid ties with the gigantic corporations.
 - Bürokratlar dev şirketler ile sağlam bağları sürdürürler.
She works for a large American corporation.
 - Büyük bir Amerikan şirketi için çalışıyor.
This establishment attracts a clientele of both tourists and businessmen.
 - Bu şirket hem turistlerden hem de iş adamlarından müşteri çekiyor.
I bought out my partner and now the company is mine.
 - Ortağımın yasal haklarını satın aldım ve artık şirket benim.