I hope to get in shape for summer swimsuit season.
I guess I'd better get my room in shape if I have guests.
This figure is a mirror of the decrease in imports of crude oil.
 - Bu şekil ham petrol ithalatının azaldığının bir göstergesidir.
I can't make out these figures.
 - Bu şekilleri anlayamam.
Our political system was shaped by feudal traditions.
 - Siyasi sistemimiz feodal gelenekler tarafından şekillendirilmişti.
Modern bridges are similar in shape.
 - Modern köprüler şekil olarak benzer.
A form appeared in the darkness.
 - Karanlıkta bir şekil belirdi.
I formulated it wrongly.
 - Onu yanlış şekilde formüle ettim.
Patterns of married life are changing a lot.
 - Evlilik yaşam şekilleri çok değişiyor.
The victim's body was lying face down on the rug.
 - Kurbanın vücudu halı üzerinde yüzü aşağıya bakacak şekilde yatıyordu.
Britain faced dangerously low supplies of food.
 - İngiltere tehlikeli şekilde düşük gıda malzemeleri ile karşı karşıya idi.
At the bus stop, people waited in orderly lines, but as soon as the bus pulled up, the line broke up.
 - Otobüs durağında,insanlar düzgün bir şekilde sırada beklediler.Filhakika otobüs durur durmaz sıra bozuldu.
The refugee crossed the line safely.
 - Mülteciler güvenli bir şekilde sınır çizgisini geçtiler.
A wise man would not act in that way.
 - Akıllı bir adam bu şekilde hareket etmezdi.
Surprisingly enough, he turned out to be a thief.
 - Şaşırtıcı şekilde, onun bir hırsız olduğu ortaya çıktı.
The plane turned sharply to the right just before it crashed.
 - Uçak gürültüyle yere çakılmadan hemen önce, keskin bir şekilde sağa döndü.