şarkı söylemek

listen to the pronunciation of şarkı söylemek
التركية - الإنجليزية
sing
sang
have a sing
sing a song
chant
descant
a) to sing (a song) b) to chant
şarkı söylemek/okumak
to sing; to sing a song
şarkı söyleme
{i} singing

Suddenly, my mother started singing. - Aniden, annem şarkı söylemeye başladı.

I carried on singing. - Ben şarkı söylemeyi sürdürdüm.

şarkı söyleme
sing

We all felt embarrassed to sing a song in public. - Hepimiz halkın önünde bir şarkı söylemeye utandık.

Linda stood up to sing. - Linda şarkı söylemek için ayağa kalktı.

söylemek (şarkı)
sing
şarkı söyleme
chant
şarkı söyle
sing

They're able to sing. - Onlar şarkı söyleyebilirler.

I carried on singing. - Ben şarkı söylemeyi sürdürdüm.

şarkı söyle
sang

We sang, danced and chatted after dinner. - Biz akşam yemeğinden sonra şarkı söyledik, dansettik ve sohbet ettik.

They sang on the stage in turn. - Onlar sahnede sırayla şarkı söylediler.

şarkı söyle
sing a song
şarkı söyle
{f} singing

I carried on singing. - Ben şarkı söylemeyi sürdürdüm.

I heard the boys singing. - Ben erkek çocukların şarkı söylediğini duydum.

şarkı söyle
sung

Have you ever sung in French? - Hiç Fransızca şarkı söyledin mi?

Tom hasn't sung in years. - Tom yıllarca şarkı söylemedi.

şarkı söyleme
song

We all felt embarrassed to sing a song in public. - Hepimiz halkın önünde bir şarkı söylemeye utandık.

I would like you to sing a song. - Senin bir şarkı söylemeni istiyorum.

bağıra bağıra şarkı söylemek
speak or sing in a loud rolling manner
bağıra bağıra şarkı söylemek
troll
birkaç sesle şarkı söylemek
troll
en yüksek sesten şarkı söylemek
descant
koroda şarkı söylemek
choir

Singing in a choir is good for the soul. - Koroda şarkı söylemek ruh için yararlıdır.

oynak şarkı söylemek
lilt
trilli şarkı söylemek
yodel
şarkı söyle
croon
التركية - التركية
teganni etmek
(Osmanlı Dönemi) TENAGGUM
Şarkı söyleme
teganni