ıssızlaşma

listen to the pronunciation of ıssızlaşma
التركية - الإنجليزية

تعريف ıssızlaşma في التركية الإنجليزية القاموس.

ıssız
deserted

If you had to go live on a deserted island and could only take one book with you, which one would you choose? - Issız bir adada yaşamaya gitmek zorunda olsan ve yanında sadece bir kitap alabilsen, hangisini seçersin?

Tom's body was found along a deserted road. - Tom'un cesedi ıssız bir yolda bulundu.

ıssız
{s} desolate
ıssız
desert

They will survey the desert island. - Onlar ıssız bir adayı araştıracaklar.

If you were stranded on a desert island, what books would you want to have with you to read? - Eğer ıssız bir adada karaya otursaydın, okumak için yanında hangi kitapların olmasını isterdin?

ıssız
isolated

Tom got a flat tyre on an isolated country road and had no idea how to change it. - Tom'un ıssız bir taşra yolunda patlak bir lastiği var ve onu nasıl değiştireceği konusunda bir fikri yok.

ıssız
{s} solitary
ıssız
uninhabited

He wants to explore the uninhabited island. - O, ıssız ada keşfetmek istiyor.

He hopes to explore the uninhabited island. - Issız adayı keşfetmeyi umuyor.

ıssız
lonesome
ıssız
forlorn
ıssız
out-of-the-way
ıssız
secluded
ıssız
{s} void
ıssız
lorn
ıssız
lonely

It's going to be very lonely here without Tom. - Tom olmadan burası çok ıssız olacak.

He lives in this lonely place by himself. - O, bu ıssız yerde tek başına taşıyor.

ıssız
uncharted
ıssız
unfrequented
ıssız
waste
ıssız
retired
ıssız
wild
ıssız
lonely, bereft of people; lifeless, dead, deserted; uninhabited
ıssız
widowed
ıssız
solitary, lonely, desolate, isolated, deserted, out-of-the-way, secluded
ıssız
stark
ıssız
forsaken
ıssız
lone

He lives in this lonely place by himself. - O, bu ıssız yerde tek başına taşıyor.

It's going to be very lonely here without Tom. - Tom olmadan burası çok ıssız olacak.

ıssızlaşmak
to become deserted, to become desolate
ıssızlaşmak
to become lonely, dead, deserted, or uninhabited
التركية - التركية
Issızlaşmak işi
Issız
kühi
Issız
kûhi
ıssız
Kimse bulunmayan veya az kimse bulunan, tenha: "Köşkün bütün odaları ıssız."- P. Safa
ıssız
Yalnız, kimsesi olmayan
ıssız
Kimse bulunmayan veya az kimse bulunan, tenha
ıssızlaşmak
Issız duruma gelmek, tenhalaşmak
ıssızlaşma
المفضلات