üzgün üzgün

listen to the pronunciation of üzgün üzgün
التركية - الإنجليزية

تعريف üzgün üzgün في التركية الإنجليزية القاموس.

üzgün
sad

No one laughed at my little accident and everyone seemed a little sad. - Hiç kimse benim küçük kazama gülmedi ve herkes biraz üzgün görünüyordu.

When I woke up, I was sad. - Uyandığımda üzgündüm.

üzgün
upset

Tom seems to be very upset. - Tom çok üzgün görünüyor.

He was too upset to distinguish vice from virtue. - O, ahlaksızlığı erdemden ayıramayacak kadar çok üzgündü.

üzgün
sorry

I'm sorry to be late. - Geç kaldığım için üzgünüm.

I'm sorry, I love you. - Üzgünüm, seni seviyorum.

üzgün üzgün bakmak
look unhappily
üzgün üzgün bakmak
look sadly
üzgün
unhappy

If you laugh a great deal, you are happy; if you cry a great deal, you are unhappy. - Eğer çok gülersen mutlusun, eğer çok ağlarsan üzgünsün.

I'm very sorry you're so unhappy. - Çok mutsuz olduğunuz için çok üzgünüm.

üzgün
mournful
üzgün
disappointed

Tom looks sad and disappointed. - Tom üzgün ve hayal kırıklığına uğramış görünüyor.

I'm sorry if I disappointed you. - Seni hayal kırıklığına uğrattıysam üzgünüm.

üzgün
unhappy, sad, worried, heavyhearted, downhearted, dejected, doleful, downcast, crestfallen, in low spirits, in poor spirits, glum, blue; sorry
üzgün
afflicted
daha üzgün
sadder
çok üzgün
sick at heart
ümitsiz ve üzgün
forlorn
üzgün
heart

He was heartbroken and hanged himself. - Çok üzgündü ve kendini astı.

Many letters of encouragement refreshed my sad heart. - Çok sayıda destek mektubu üzgün kalbimi rahatlattı.

üzgün
dreary
üzgün
cut up
üzgün
woesome
üzgün
moped
üzgün
depressed

Tom is depressed and upset. - Tom depresif ve üzgün.

üzgün
miffed

I hope you're not too miffed. - Umarım çok üzgün değilsindir.

üzgün
mope
üzgün
dumpish
üzgün
dejectedly
üzgün
vexed
üzgün
disillusioned
üzgün
worried

Tom was touched that Mary was worried about him. - Tom, Mary'nin onun hakkında üzgün olmasından etkilenmişti.

Tom looked worried about the result of an English test. - Tom bir İngilizce testin sonucu hakkında üzgün görünüyordu.

üzgün
wretched
üzgün
heavy-hearted
üzgün
teed off
üzgün
mopish
üzgün
low-spirited
üzgün
joyless
üzgün
teenful
üzgün
doleful
üzgün
tristful
üzgün balığı
(Denizbilim) blotchfin dragonet
üzgün bir şekilde
wretchedly
üzgün hissetmek
(deyim) feel blue
üzgün olmak
(deyim) feel blue
üzgün olmak
be sorry
üzgün olmak
be sad
üzgün olmak
be upset
üzgün olmak
to be sorry
üzgün yüz
(Bilgisayar) sad face
üzgün olmak
mope
üzgün
forlorn
üzgün balığı
dragonet
üzgün hissetmek
feeling blue
üzgün olmak
Be sad, be in the dumps
-den çok üzgün olmak
be all broken up over
benekli üzgün balık
(Hayvan Bilim, Zooloji) callionymus maculatus
en üzgün
woefullest
çok üzgün olmak
feel sick about
çok üzgün olmak
(deyim) tear one's hair (out)
çok üzgün olmak
feel sick at
üzgün
stricken
üzgün
dejected

Tom left Mary's house looking dejected. - Tom Mary'nin evini üzgün görünerek terk etti.

üzgün
crestfallen
üzgün
pained

Tom had a pained look on his face. - Tom'un yüzünde üzgün bir ifade vardı.

üzgün
tearful
üzgün
regretful
üzgün
downcast

She went out of the room with downcast eyes. - Üzgün gözlerle odadan çıktı.

üzgün
bleak
üzgün
aggrieved
üzgün
rueful
üzgün
sick at heart
üzgün
heartsick
üzgün
heavy hearted
üzgün
sorrowful
üzgün
downhearted
üzgün
chagrined
üzgün
troubled

I am sorry that I have troubled you so much. - Seni çok fazla rahatsız ettiğim için üzgünüm.

I am sorry to have troubled you. - Sizi rahatsız ettiğim için üzgünüm.

üzgün
unhappy, sad
üzgün
careworn
üzgün
glum

Why are you so glum? Our dog is sick. - Neden bu kadar üzgünsün? Köpeğimiz hasta.

üzgün
heartsore
üzgün
low spirited
üzgün bir halde
chagrinedly
üzgün bir halde
heartbrokenly
üzgün bir halde
downheartedly
üzgün bir halde
crestfallenly
üzgün bir halde
upsetly
üzgün görünmek
(deyim) look blue
üzgün görünmek
look green about the gills
üzgün görünmek
(deyim) look bad
üzgün hissediyorum
I feel blue
üzgün ifade
face of woe
üzgün olmak
(için) be sorry for
üzgün olmak
be in the mopes
التركية - التركية

تعريف üzgün üzgün في التركية التركية القاموس.

üzgün
Üzülmüş, üzüntü duymuş, neşesiz, tasalı, gamlı, mağmum, mahzun, melül, mükedder: "O zamana kadar üzgündü, sesi kısılmış gibiydi."- T. Buğra
üzgün
Üzülmüş, üzüntü duymuş, neşesiz, tasalı, gamlı, mağmum, mahzun, melül, mükedder
üzgün balığı
Kaya balığıgillerden, kemikli, küçük bir balık (Collionymus İyra)