My father would not permit me to go on to college.
- Babam üniversiteye devam etmeme izin vermezdi.
What do you want to study at college?
- Üniversitede ne okumak istiyorsun?
You know what my idiot son's doing? Even now he's graduated from university he spends all his time playing pachinko instead of getting a job.
- Aptal oğlumun ne yaptığını biliyor musun? Şimdi bile o üniversiteden mezun olup iş bulmak yerine pachinko oynayarak tüm vaktini harcıyor.
You know what my idiot son's doing? Even now he's graduated from university he spends all his time playing pachinko instead of getting a job.
- Aptal oğlumun ne yaptığını biliyor musun? Şimdi bile o üniversiteden mezun olup iş bulmak yerine tüm zamanını pachinko oynayarak geçiriyor.
Although Go is probably the most popular Japanese game in my country, at most only a few university students know it.
- Go büyük ihtimalle benim ülkemdeki en popüler Japon oyunu olsa da o bile bazı üniversite öğrencileri dışında pek bilinmiyor.
My university friend is against terror.
- Üniversite arkadaşım terör karşıtı.
Aren't you a bachelor?
- Sen bir üniversite mezunu musun?
Tom isn't a college graduate.
- Tom bir üniversite mezunu değil.
My mother was a university graduate.
- Annem üniversite mezunuydu.
He is an undergraduate in the law department.
- O, hukuk bölümünde bir üniversite öğrencisidir.
The danger is that Hebrew will be spoken in the bazaar, but English in the universities.
- Tehlike şudur, İbranice pazarda ama İngilizce üniversitelerde konuşulacak.
It is known all over the world that, in Japan, students have to take difficult entrance examinations to enter universities.
- Japonya'da öğrencilerin üniversitelere girmek için zor sınavlara girmeleri gerektiği tüm dünyada bilinmektedir.