ödüllendir

listen to the pronunciation of ödüllendir
التركية - الإنجليزية
{f} awerded
{f} rewarding

I found that very rewarding. - Onu çok ödüllendirici buldum.

Try rewarding yourself and not relying on others for reward. - Kendinizi ödüllendirmeyi deneyin ve ödül için başkalarına güvenmeyi denemeyin.

{f} recompense
{f} award

They awarded her a gold metal for her achievement. - Başarısı için onu altın madalyayla ödüllendirdiler.

They awarded him a gold medal for his achievement. - Başarısı için onu altın madalyayla ödüllendirdiler.

{f} reward

Your effort will be rewarded in the long run. - Çabanız uzun vadede ödüllendirilecektir.

You will be rewarded handsomely. - Cömertçe ödüllendirileceksin.

ödül
prize

Kaoru, yours is the best reaction so far - you win the grand prize. - Kaoru, şimdiye kadar en iyi tepki sizinki - büyük ödülü kazanırsınız.

He won the third prize. - O, üçüncülük ödülünü kazandı.

ödül
reward

Nick is by no means satisfied with the reward. - Nic hiçbir şekilde ödülden memnun değil.

You shall have a reward. - Siz bir ödül alacaksınız.

ödül
award

Tom died three days before he was to receive the award. - Tom ödülünü almadan üç gün önce öldü.

They awarded her a gold metal for her achievement. - Başarısı için onu altın madalyayla ödüllendirdiler.

ödül
premium
ödül
plume
ödül
purse
ödül
requital
ödül
guerdon
ödül
meed
ödül
remuneration
ödül
recompense
ödül
bonus
ödül
fee

It's a very rewarding feeling. - Bu çok ödüllendirici bir duygu.

ödül
warison
ödül
payoff
ödül
merit
ödül
trophy
ödül
commendation
ödül
gift

Tom reluctantly accepted the gift. - Tom ödülü isteksizce kabul etti.

Life does not repeat its gifts. - Yaşam, ödüllerini tekrar etmez.

ödül
distinction
ödül
consideration
ödül
stakes
ödül
a reward
ödül
prize; reward
ödül
(insurance) premium
ödül
reward, prize, award, trophy
ödül
(Finans)premium (of a bond)
ödül
{i} accolade
التركية - التركية

تعريف ödüllendir في التركية التركية القاموس.

Ödül
armağan
Ödül
mükafat
ödül
Bir başarı karşılığında verilen armağan, mükâfat
ödül
Bir başarı karşılığında verilen armağan, mükâfat: "İki Nobel Edebiyat Ödülü Balkanlı yazarlara verildi."- H. Taner
ödül
Bir iyiliğe karşılık olarak verilen armağan, mükâfat