Try rewarding yourself and not relying on others for reward.
- Kendinizi ödüllendirmeyi deneyin ve ödül için başkalarına güvenmeyi denemeyin.
I found that very rewarding.
- Onu çok ödüllendirici buldum.
The school awarded Mary a prize.
- Okul Mary'yi bir ödülle ödüllendirdi.
They awarded her a gold metal for her achievement.
- Başarısı için onu altın madalyayla ödüllendirdiler.
You will be rewarded handsomely.
- Cömertçe ödüllendirileceksin.
Your efforts will be rewarded in the long run.
- Çabanız uzun vadede ödüllendirilecektir.
She won first prize in the exhibition.
- İlk ödülünü sergide kazandı.
He won the third prize.
- O, üçüncülük ödülünü kazandı.
You shall have a reward.
- Siz bir ödül alacaksınız.
Nick is by no means satisfied with the reward.
- Nic hiçbir şekilde ödülden memnun değil.
Since 1990, eleven female students received the award.
- 1990'dan beri on bir kız öğrenci ödül aldı.
They awarded her a gold metal for her achievement.
- Başarısı için onu altın madalyayla ödüllendirdiler.
It's a very rewarding feeling.
- Bu çok ödüllendirici bir duygu.
Tom reluctantly accepted the gift.
- Tom ödülü isteksizce kabul etti.
I didn't expect any gift.
- Hiç ödül beklemiyordum.