Arabamız sizinkinden üç yıl daha eski.
- Our car is three years older than yours.
Çin'in tarihi Japonya'nınkinden daha eskidir.
- The history of China is older than that of Japan.
Daha modern binalar daha eskilerden daha güvenlidir.
- More modern buildings are safer than older ones.
O benim erkek kardeşimden daha büyük görünüyor.
- He looks older than my brother.
O benden üç yaş daha büyük.
- He's three years older than I am.
Tatoeba: Bizim sizden daha eski cümlelerimiz var.
- Tatoeba: We've got sentences older than you.
Hangi kitap daha eskidir, bu mu yoksa şu mu?
- Which book is older, this one or that one?
Annem babamdan daha yaşlı.
- Mom is older than Dad.
O genç görünüyor, ama o aslında senden daha yaşlıdır.
- She looks young, but she's actually older than you are.