They could not get good housing.
- Onlar iyi konut alamadı.
I can't afford such a good camera as yours.
- Sizinki gibi öyle iyi bir kamera alamam.
I know this area pretty well.
- Bu alanı oldukça iyi biliyorum.
The area looked pretty clean.
- Alan oldukça temiz görünüyordu.
This lake abounds in trout.
- Bu göl alabalık kaynıyor.
Tom caught a couple of large trout yesterday.
- Tom dün bir çift büyük alabalık yakaladı.
One of these fine days he will get his just deserts.
- Bu güzel günlerden bir gün o sadece hak ettiğini alacak.
You can get a fine view of the sea from the mountaintop.
- Dağın zirvesinden güzel bir deniz manzarası alabilirsin.
Do we have an extra one that Tom can borrow?
- Tom'un ödünç alabileceği ekstra bir tanemiz var mı?
Do you have an extra bicycle that I could borrow?
- Ödünç alabileceğim fazladan bir bisikletin var mı?
Surely, in the present-day society, we might as well consider it natural that consumption plays an important role in the life of man and is closely related to his well-being and happiness.
- Şurası muhakkak ki, günümüz toplumunda tüketimin insan hayatında önemli bir yere haiz olduğunu ve refah seviyesini ve mutluluğunu yakından alâkadar etmesinin tabii olduğunu söyleyebiliriz.
We may well have rain this evening.
- Biz bu akşam yağmur alabiliriz.
Aladin found a wonderful lamp.
- Alaaddin harika bir lamba buldu.
Aladin found a wonderful lamp.
- Alaaddin sihirli bir lamba buldu.
I'll get permission from my superior.
- Amirimden izin alacağım.