Prognoz uygun görünmüyor.
 - The prognosis does not look favorable.
Gemimiz uygun rüzgarla denize açıldı.
 - Our ship sailed by favorable wind.
Olumlu yanıtını sabırsızlıkla bekliyorum.
 - I'm looking forward to receiving your favorable answer.
O, banka yöneticisinde olumlu bir izlenim bıraktı.
 - He made a favorable impression on his bank manager.
Sizden tatminkar bir yanıt almayı dört gözle bekliyorum.
 - I'm looking forward to receiving a favorable answer from you.
Onun yeni kitabı tatminkar bir alışla karşılaştı.
 - His new book met with a favorable reception.
Hava güzel olması koşuluyla, katılım iyi olmalı.
 - Attendance should be good provided the weather is favorable.
Hava güzel olması koşuluyla, katılım iyi olmalı.
 - Attendance should be good provided the weather is favorable.