A lot of women are under the male-hegemony in the world.
Some people say Japan is a male-dominated society.
- Bazı insanlar, Japonya'nın erkek egemen bir toplum olduğunu söylüyorlar.
Two male school pupils sharing an umbrella? That's quite a queer situation.
- Bir şemsiyeyi paylaşan iki erkek okul öğrencisi? Bu oldukça nonoş bir durum.
My brother is as large as I.
- Erkek kardeşim, ben kadar büyük.
My brother lives in Tokyo.
- Erkek kardeşim Tokyo'da yaşıyor.
A woman without a man is nothing.
- Bir kadın erkeksiz bir şey değildir.
Michael is a man's name but Michelle is a lady's name.
- Michael bir erkek adıdır ama Michelle bir bayan adıdır.
Tom is Mary's nephew.
- Tom Mary'nin erkek yeğeni.
My nephew is getting married tomorrow.
- Erkek yeğenim yarın evleniyor.
Tom isn't very manly.
- Tom çok erkeksi değil.
You're so strong, manly and sweet, how could I resist you?
- Çok güçlü, erkeksi ve tatlısın, sana nasıl direnebilirim?
All the men are hardworking.
- Tüm erkekler çalışkandır.
All the boys in class worked hard.
- Sınıftaki bütün erkek çocukları çok çalıştı.
When we think of the traditional roles of men and women in society, we think of husbands supporting the family, and wives taking care of the house and children.
- Ne zaman kadın ve erkeklerin geleneksel rollerini düşünsek, ailesine destek olan kocalar ve de aile ve çocuklarına bakan karılar aklımıza gelir.
Of all the men that I dislike, my husband is certainly the one that I prefer.
- Hoşlanmadığım tüm erkeklerden, kocam kesinlikle tercih ettiğimdir.