zubehör

listen to the pronunciation of zubehör
ألمانية - التركية
[das] aksesuar
e {'tsu: bıhö: r} s teçhizat: eklentiler
donatılar
aksesuarlar
aksesuar
الإنجليزية - التركية

تعريف zubehör في الإنجليزية التركية القاموس.

accessory
aksesuar

Ne zaman bir kaza olsa doktorların aradığı ilk şey hasta hakkında bazı bilgiler sağlayan bir bilezik, bir kolye, veya bir aksesuardır. - Whenever an accident happens, the first thing the doctors look for is a bracelet, a necklace, or some accessory that can provide some information about the patient.

accessory
{i} yardımcı

Bit yardımcı olman gerekiyor. - You're supposed to be an accessory.

accessory
donatı aksesuvar
accessories
(Bilgisayar) donatılar
accessories
(Bilgisayar) ek birimler
accessories
(Sinema) yardımcı donatım
accessory
(Kanun) şerik
accessories
aksesuar

Tom'un mağazası golf sopası, top, ayakkabı ve diğer aksesuarları satmaktadırç - Tom's store sells golf clubs, balls, shoes and other accessories.

Mağaza, kadınlar için pahalı aksesuarlar satar. - The shop sells expensive accessories for women.

accessory
suç ortağı

Soygunun suç ortağı olarak tutuklandı. - He was arrested as an accessory to the robbery.

Ona cinayet silahını satman onun karısın öldürmek için seni suç ortağı yapar. - Having sold him the murder weapon makes you an accessory to uxoricide.

accessories
son TDK İmlâ Kılavuzunda aksesuar olarak geçmektedir
accessories
aksesuarlar

Tom'un mağazası golf sopası, top, ayakkabı ve diğer aksesuarları satmaktadırç - Tom's store sells golf clubs, balls, shoes and other accessories.

Ben aksesuarlar olmadan çıplak hissediyorum. - I feel naked without accessories.

accessories
(Askeri) Avadanlık (silah araç, gereç)
accessories
(isim) aksesuarlar
accessories
(Askeri) AVADANLIK: Özellikle silah ve araç gibi askeri malzemenin korunma, temizlenme, sökülme ve montajında kullanılan özel alet ve edevat
accessory
(isim) aksesuar; yardımcı, suç ortağı, yardakçı; eklenti
accessory
(İnşaat) aksesuar, yardımcı şey
accessory
aksesuar (varlığı çok önemli olmayan)
accessory
{s} suç ortaklığı eden
accessory
{i} yardakçı