The hospital restricts the number of visitors who can enter the intensive care unit.
- Hastane yoğun bakım ünitesine girebilen ziyaretçi sayısını kısıtlıyor.
We had unexpected visitors.
- Beklenmedik ziyaretçilerimiz vardı.
I really look forward to your visit in the near future.
- Yakın bir gelecekteki senin ziyaretini gerçekten dört gözle bekliyorum.
I haven't visited the headquarters of Twitter.
- Twitter'ın genel merkezini ziyaret etmedim.
Sami arrived for his visitation day.
- Sami ziyaret günü için geldi.
During his stay in London, he is going to visit his cousin.
- Londra'da kaldığı sırada kuzenini ziyaret edecek.
Next time I visit San Francisco, I'd like to stay at that hotel.
- San Fransisko'yu bir dahaki ziyaretimde o otelde kalmak istiyorum.
I remember Fred visiting Kyoto with his mother.
- Fred'in annesiyle birlikte Kyoto'u ziyaret edişini hatırlıyorum.
I don't like visiting big cities.
- Büyük şehirleri ziyaret etmekten hoşlanmam.
Susie sometimes visits her father's office.
- Susie bazen babasının ofisini ziyaret eder.
Lucy sometimes visits May.
- Lucy ara sıra May'i ziyaret eder.
We had unexpected visitors.
- Beklenmedik ziyaretçilerimiz vardı.
We had some visitors yesterday.
- Dün bazı ziyaretçilerimiz vardı.
We must avoid calling on others without an appointment.
- Biz, randevusuz başkalarını ziyaret etmekten kaçınmalıyız.
I think you had better call on him.
- Sanırım onu ziyaret etsen iyi olur.