Our team gained a great victory.
- Takımımız büyük bir zafer kazandı.
The player contributed to the victory.
- Oyuncu zafere katkıda bulundu.
She triumphed against all odds.
- O her şeye rağmen zafer kazandı.
The emperor returned home in triumph.
- İmparator zaferle yurda döndü.
American generals believed they could win an easy victory.
- Amerikalı generaller kolay bir zafer kazanabileceklerine inanıyorlardı.
Winning the election was a great victory for the candidate's political party.
- Seçimi kazanmak adayın siyasi partisi için büyük bir zaferdi.