yarıda

listen to the pronunciation of yarıda
التركية - الإنجليزية

تعريف yarıda في التركية الإنجليزية القاموس.

yarıda kesmek
interrupt

Tom opened his mouth to interrupt. - Tom yarıda kesmek için ağzını açtı.

yarıda kesme
interrupt
yarıda bırakmak
leave smth. undone
yarıda bırakmak
to interrupt, to discontinue
yarıda bırakmak
to leave off (doing something) when one has completed only half of it, stop doing (a job) when one is in the middle of it
yarıda kalmak
to be left half finished
yarıda kalmak
to be left half finished, be left half done
yarıda kesmek
to interrupt, to abort
yarı
part

We have a party tomorrow evening. - Yarın akşam bir partimiz var.

Will you come to the party tomorrow? - Yarın partiye gelecekmisin?

yarı
semi

We dated on a semi regular basis until she moved to Australia. - O Avustralya'ya taşınana kadar yarı düzenli aralıklarla buluştuk.

The women paraded around seminude. - Kadınlar neredeyse yarı çıplak geçit töreni yaptı.

yarı
moiety
yarı
half

He began his meal by drinking half a glass of ale. - Yarım bardak bira içerek yemeğine başladı.

Please wait half an hour. - Lütfen yarım saat bekle.

yarı
quasi

A function that is both quasiconvex and quasiconcave is quasilinear. - Hem yarı-dışbükey hem de yarı-içbükey olan bir fonksiyon yarı-doğrusaldır.

yarı
quasi-
yarı
para-
yarı
meta
yarı
semi-

They sat in a semi-circle. - Onlar bir yarım daire içine oturdular.

Farm cats are usually feral or semi-feral. - Çiftlik kedileri genellikle vahşi veya yarı vahşidir.

yarı
hemi

Tomorrow's total eclipse of the sun will be visible from the southern hemisphere. - Yarının toplam güneş tutulması, güney yarımküreden görünür olacaktır.

Seasons are reversed in the southern hemisphere. - Mevsimler Güney yarım kürede tersine çevrilir.

yarı
sports half time, the half
yarı
half of the, half the: Öğrencilerin yarısı geldi. Half of the students have come. gece yarısı midnight
yarı
half of, mid-: Yarı ömrüm bitti. Half of my life is over. Yarı yolda kaldık. We were left stranded in the middle of our journey. yarı gece midnight. yarı yün yarı poliyester bir kazak a sweater that's half wool and half polyester
yarı
halfway, half, only partially: yarı açık half open. Yarı anladı. He halfway understood. yarı pişmiş et underdone meat. yarı cahil semiliterate. yarı göçebe seminomadic/ seminomad. yarı resmi semiofficial
yarı
halves

Never do things by halves. - Hiçbir işi yarım yamalak yapma.

You shouldn't do things by halves. - İşleri yarım bırakmamalısın.

التركية - التركية

تعريف yarıda في التركية التركية القاموس.

Yarı
nim
yarı
Yağ çömleğinin ağzına gerilen deri
yarı
Yarısı kadar olan, yarım olan
yarı
Bir bütünü oluşturan iki eşit parçadan her biri, nısıf
yarı
Gereğinden az, tam olmayarak
yarı
Gereğinden az, tam olmayarak: "Arkasından yarı şaka, yarı sitem ilave ediyor."- A. İlhan
yarı
Bir şeyin yarısı kadar olan, yarım olan
yarı
Futbolda 45 dakikalık her iki dönemden biri
yarı
Bir bütünü oluşturan iki eşit parçadan her biri, nısıf: "Ziyafet neşe içinde gece yarısına kadar sürdü."- R. H. Karay
yarı
(Osmanlı Dönemi) nısf