Don't race the car. We want to make it go as far as possible.
 - Arabayı yarışa sokma.Biz mümkün olduğu kadar onu uzağa götürteceğiz.
The United States had won the race to the moon.
 - Amerika Birleşik Devletleri, aya yarışı kazandı.
I competed with him for the first prize.
 - Birincilik ödülü için onunla yarıştım.
Only four horses competed in the race.
 - Sadece dört at yarışta yarıştı.
The wrestler had his right leg broken in a bout.
 - Bir yarışmada güreşçinin sağ bacağı kırıldı.
Nobody can compete with that.
 - Hiç kimse onunla yarışamaz.
We can't compete with that.
 - Biz onunla yarışamayız.
He was disqualified from taking part in the contest.
 - O, yarışmaya katılmaktan diskalifiye edildi.
The contestant made two false starts.
 - Yarışmacı, iki yanlış start yaptı.
He knows better than to spend all his money on horse racing.
 - Bütün parasını at yarışına harcamayacak kadar akıllı.
Boats were racing last night.
 - Tekneler dün gece yarışıyorlardı.
I was exhausted after running the race.
 - Yarışta koştuktan sonra bitkindim.
Having run the race, Jane had two glasses of barley tea.
 - Yarışı koştuktan sonra, Jane iki bardak arpa çayı içti.