Tom left his bed unmade.
 - Tom yatağını yapılmamış olarak bıraktı.
The bed in Tom's room was unmade.
 - Tom odasındaki yatak yapılmamıştı.
Do what you have left undone, if anything.
 - Eğer varsa yapılmamış olarak bıraktıklarını yap.
You didn't do a very good job, I said.
 - Çok iyi bir iş yapmadığını söyledim.
The girl did nothing but cry.
 - Kız ağlamaktan başka bir şey yapmıyor.
Why doesn't anybody translate my sentences?
 - Neden kimse cümlelerimin çevirisini yapmıyor?
She doesn't know who built those houses.
 - O bu evleri kimin yaptığını bilmiyor.
I'm doing it for you.
 - Bunu senin için yapıyorum.
I'm doing this for you.
 - Bunu senin için yapıyorum.
Can you do it in one day?
 - Onu bir günde yapabilir misin?
You must do it yourself.
 - Onu kendin yapmalısın.
Bottles of beer are made of glass.
 - Bira şişeleri camdan yapılır.
I want a suit made of this material.
 - Bu kumaştan yapılmış bir takım elbise istiyorum.
Tom worries about making mistakes at work.
 - Tom, iş yaparken yapılan hatalardan endişeleniyor.
He is afraid of making mistakes.
 - Hata yapmaktan korkuyor.
The coroner is performing an autopsy on Tom to find out why he died.
 - Adli tabip onun neden öldüğünü bulmak için Tom üzerinde bir otopsi yapıyor.
Tom saved Mary's life by performing the Heimlich maneuver.
 - Tom Heimlich manevrasını yaparak Mary'nin hayatını kurtardı.
He cannot have done such a thing.
 - Öyle bir şey yapmış olamaz.
Having done my homework, I watched the baseball game on television.
 - Ev ödevimi yaptıktan sonra ,televizyonda beyzbol oyununu izledim.
Tom has made up his mind to go to Boston to study.
 - Tom öğrenim yapmak için Boston'a gitmeye karar verdi.
A molecule is made up of atoms.
 - Bir molekül atomlardan yapılmıştır.
What did you make of that?
 - Onunla ilgili ne yaptın?
Tom doesn't know what to make of this.
 - Tom bunun hakkında ne yapacağını bilmiyor.
The conference is to be held in Tokyo the day after tomorrow.
 - Konferans öbür gün yapılacak.
Before the match, an opening ceremony was held in the Yoyogi stadium.
 - Maçtan önce Yoyogi stadyumunda bir açılış töreni yapıldı.
Many atrocities were committed during the war.
 - Savaş boyunca birçok zulüm yapıldı.
The enemy committed a horrible manslaughter in the city.
 - Düşman, şehirde korkunç bir katliam yaptı.
Butter is made from cream.
 - Tereyağı kaymaktan yapılır.
Bottles of beer are made of glass.
 - Bira şişeleri camdan yapılır.
The teacher is angry, so please do not make noise in the classroom!
 - Öğretmen kızgın, bu nedenle lütfen sınıfta gürültü yapmayın!
I know you can make it.
 - Yapabileceğini biliyorum.
He committed a gaffe when he asked whether she was pregnant.
 - O onun hamile olup olmadığını sorduğunda gaf yaptı.
Many atrocities were committed during the war.
 - Savaş boyunca birçok zulüm yapıldı.