You didn't do a very good job, I said.
 - Çok iyi bir iş yapmadığını söyledim.
Did you do it by yourself?
 - Onu kendin mi yaptın?
He doesn't know who built those houses.
 - O bu evleri kimin yaptığını bilmiyor.
Why doesn't anybody translate my sentences?
 - Neden kimse cümlelerimin çevirisini yapmıyor?
You know what my idiot son's doing? Even now he's graduated from university he spends all his time playing pachinko instead of getting a job.
 - Aptal oğlumun ne yaptığını biliyor musun? Şimdi bile o üniversiteden mezun olup iş bulmak yerine tüm zamanını pachinko oynayarak geçiriyor.
I'm doing this for you.
 - Bunu senin için yapıyorum.
You must do it yourself.
 - Onu kendin yapmalısın.
Did you do it by yourself?
 - Onu kendin mi yaptın?
Beer bottles are made of glass.
 - Bira şişeleri camdan yapılır.
Bottles of beer are made of glass.
 - Bira şişeleri camdan yapılır.
Making such a judgement may lead to wrong ideas.
 - Öyle bir yargılama yapmak yanlış fikirlere yönlendirebilir.
He was guilty of making a mistake.
 - O, bir hata yapmaktan suçluydu.
They assisted him in performing the operation.
 - Onlar onun operasyonu yapmasında yardım etti.
Dr. Jackson is performing an autopsy.
 - Dr. Jackson otopsi yapıyor.
She can't have done such a thing.
 - O öyle bir şey yapmış olamaz.
It can be done in a day.
 - O, bir günde yapılabilir.
A molecule is made up of atoms.
 - Bir molekül atomlardan yapılmıştır.
This stool is made up of leather and wood.
 - Bu tabure, deri ve tahtadan yapılmıştır.
I'm not quite sure what to make of this.
 - Bununla ilgili ne yapacağımdan pek emin değilim.
What do you make of that?
 - Onunla ilgili ne yaparsın?
Parliamentary elections will be held in Germany in 2017.
 - Parlamento seçimleri 2017'de Almanya'da yapılacak.
Rio's carnival is held in February.
 - Rio karnavalı şubat ayında yapılır.
The enemy committed a horrible manslaughter in the city.
 - Düşman, şehirde korkunç bir katliam yaptı.
They made John chairman of the committee.
 - Onlar John'ı komite başkanı yaptı.
Butter is made from cream.
 - Tereyağı kaymaktan yapılır.
Bottles of beer are made of glass.
 - Bira şişeleri camdan yapılır.
Don't be afraid to make mistakes when speaking English.
 - İngilizce konuşurken hata yapmaktan korkmayın.
The baby is asleep. Don't make a noise.
 - Bebek uyuyor. Gürültü yapmayın.
He committed an illegal act.
 - O, yasa dışı bir eylem yaptı.
He committed a gaffe when he asked whether she was pregnant.
 - O onun hamile olup olmadığını sorduğunda gaf yaptı.