yaşa!

listen to the pronunciation of yaşa!
التركية - الإنجليزية
Hear hear!
{f} live

Meerkats live in Africa. - Mirketler Afrika'da yaşar.

Nobody lives in this house. - Bu evde hiç kimse yaşamıyor.

{f} living

I think that our living together has influenced your habits. - Sanırım birlikte yaşamamız senin alışkanlıklarını etkiledi.

She is used to living alone. - Yalnız yaşamaya alışkın.

huzza
Hurray!, Hooray!
cheers
long live

Long live the brotherhood of all peoples. - Yaşasın tüm halkların kardeşliği.

Long live the Tatoeba Project! - Çok yaşa Tatoeba Projesi!

viva
whoopee
hurray

Hurray! I have found it! - Yaşasın! Ben onu buldum!

hooray
hurrah
know

We love our mother almost without knowing it, without feeling it, as it is as natural as to live. - Biz neredeyse bilmeden, hissetmeden annemiz severiz, çünkü o yaşamak kadar doğaldır.

Did you know that some foxes lived on this mountain? - Bazı tilkilerin bu dağda yaşadığını biliyor muydun?

inhabit

In this country, most of the inhabitants are Sunni Muslims. - Bu ülkede yaşayanların çoğu Sünni Müslümandır.

The region has never been inhabited by people. - Bölgede insanlar hiç yaşamadı.

subsist
التركية - التركية
yaşasın
Hoşnutluk, sevinç gibi duyguları anlatmak için söylenir
Hoşnutluk, sevinç gibi duyguları anlatmak için söylenir: "Ey vatan, ey mübarek vatan, bin yaşa."- T. Fikret