yağmur yağmak

listen to the pronunciation of yağmur yağmak
التركية - الإنجليزية
rain

It's about to rain; bring in the clothes. - Yağmur yağmak üzere; giysileri getir.

It has been raining since Sunday. - Pazardan beri yağmur yağmaktadır.

to rain
shower
yağmur yağ
{f} rain

I think it won't rain tomorrow. - Bence yarın yağmur yağmayacak.

I'll stay if it rains. - Eğer yağmur yağarsa kalacağım.

yağmur yağ
{f} raining

When I realized it was raining, I took my umbrella. - Yağmur yağdığını anladığımda şemsiyemi aldım.

I called a cab, because it was raining. - Bir taksi çağırdım çünkü yağmur yağıyordu.

bardaktan boşanırcasına yağmur yağmak
to rain cats and dogs, to rain buckets, to bucket (down), to teem
التركية - التركية

تعريف yağmur yağmak في التركية التركية القاموس.

Yağmur yağma
(Osmanlı Dönemi) DÜCÜNNE