التركية - الإنجليزية
تعريف yürür في التركية الإنجليزية القاموس.
- yürü
- {f} walk
I'm too tired to walk.
-Yürüyemeyecek kadar çok yorgunum.
We have walked all around the lake.
-Biz gölün etrafında yürüdük.
- yürü
- {f} walking
Walking is good exercise.
-Yürümek iyi egzersizdir.
I watched John and Mary walking hand in hand.
-John ve Mary'nin el ele yürüyüşünü izledim.
- yürü
- {f} tread
In order to swim, you have to learn to tread water first.
-Yüzme öğrenmek için öncelikle suda yürümeyi öğrenmelisin.
- yürü
- trod
- yürü
- trodden
- yürü
- walk out
Do not walk outside this area.
-Bu alanın dışında yürümeyin.
- it ürür kervan yürür
- (Atasözü) An ancient Turkish proverb meaning: You are too insignificant to influence the course of events that surround you.Used to put down someone's efforts or words and meaning that it won't have any effect on the outcome.Dogs bark, but the caravan goes on
- yürü
- amble
- it ürür, kervan yürür
- (Atasözü) Progress cannot be stopped by the criticisms of scoundrels
- yürü
- saunter
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف yürür في التركية التركية القاموس.
- it ürür kervan yürür
- (Atasözü) İnandığımız bir şeyi sonuçlandırmak için, insanların ne dediğine bakmadan devam etmemizi anlatan bir söz.gereksiz ve kötü niyetli kişilerin söylemlerinin,tavırlarının düzeni bozmaya yetmeyeceğini anlatan atasözüdür
المصطلحات ذات الصلة
yürür
الواصلة
yü·rürResimler
المفضلات