yüksek yer

listen to the pronunciation of yüksek yer
التركية - الإنجليزية
high

Snow prevented the transport in high places of the country. - Kar, ülkenin yüksek yerlerinde ulaşımı engelledi.

I still have friends in high places. - Hala yüksek yerlerde arkadaşlarım var.

upland
altitudes
perch
height
high place

I still have friends in high places. - Hala yüksek yerlerde arkadaşlarım var.

Snow prevented the transport in high places of the country. - Kar, ülkenin yüksek yerlerinde ulaşımı engelledi.

eminencecy
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) ZAHR
(Osmanlı Dönemi) UFAZE
(Osmanlı Dönemi) METN
dümbi
(Osmanlı Dönemi) SAMD
ria
(Osmanlı Dönemi) VAK'
(Osmanlı Dönemi) MÜTEBAREK
(Osmanlı Dönemi) YEFA'
(Osmanlı Dönemi) NECD
(Osmanlı Dönemi) KUFFE
(Osmanlı Dönemi) KUFF
(Osmanlı Dönemi) FER'A
(Osmanlı Dönemi) ARF