what you have left when your brains, wrists, and legs don't work anymore

listen to the pronunciation of what you have left when your brains, wrists, and legs don't work anymore
الإنجليزية - التركية

تعريف what you have left when your brains, wrists, and legs don't work anymore في الإنجليزية التركية القاموس.

heart
kalp

Kalp çarpıntısıyla, o kapıyı açtı - With her heart pounding, she opened the door.

Biz, birbirlerimizle kalp-kalbe bir konuşma yaptık. - We had a heart-to-heart talk with each other.

heart
{i} yürek

Ona yürekten teşekkür ettim. - I thanked him from the bottom of my heart.

O konuklarını yürekten ağırladı. - She gave her guests a hearty reception.

heart
gönül

Ben seni gönülden destekliyorum. - I heartily support you.

Gözden ırak olan, gönülden ırak olur. - Far from eye far from heart.

heart
{i} cesaret

Ona gerçeği söyleyecek cesaretim yoktu. - I didn't have the heart to tell him the truth.

Sana söyleyecek cesaretim yoktu. - I didn't have the heart to tell you.

heart
iskambil kupa
heart
{i} vicdan
heart
heart disease : kalp hastalığı
heart
(Bilgisayar) kupa (iskambilde)
heart
(Tıp) kor

Bende korkunç mide yanması var. - I have horrible heartburn.

Benim kötü bir kalbim var. Koroner arter hastalığı. - I've got a bad heart: coronary artery disease.

heart
(Tıp) cor
heart
üzgün

Çok sayıda destek mektubu üzgün kalbimi rahatlattı. - Many letters of encouragement refreshed my sad heart.

Çok üzgündü ve kendini astı. - He was heartbroken and hanged himself.

heart
cücük
heart
kararlılık
heart
yüreklilik
heart
can damarı
heart
{i} orta kısım
heart
aşk

I heart you (I love you).

Sadece aşk kalbini kırabilir. - Only love can break your heart.

Ama aşk kalbinizi kırabilir. - But love can break your heart.

heart
(Tıp) Kalb, cor. cordis
heart
{i} öz, can damarı
الإنجليزية - الإنجليزية
heart
what you have left when your brains, wrists, and legs don't work anymore

    الواصلة

    what you have left when your brains, wrists, and legs don't work a·ny·more

    النطق

المفضلات