vorgelagert

listen to the pronunciation of vorgelagert
الإنجليزية - التركية

تعريف vorgelagert في الإنجليزية التركية القاموس.

in front of
karşısında

Televizyonun karşısında daldı. - She spaced out in front of the TV.

Televizyonun karşısında uyudum. - I slept in front of the TV.

in front of
in önünde
in front of
önü

Evimin önünde bir postahane var. - There is a post office in front of my house.

Araba, binanın önüne park edildi. - The car is parked in front of the building.

in front of
önüne

Araba, binanın önüne park edildi. - The car is parked in front of the building.

Tom bir trenin önüne atlayarak intihar etti. - Tom committed suicide by jumping in front of a train.

upstream
yukarı yönde
upstream
ırmağın yukarısındaki
upstream
yukarı akım
in front of
karşılaştırmak
in front of
-in önünde
in front of
önünde: in front of the building binanın önünde
upstream
memba (kaynak)
upstream
{s} kaynağa yakın
upstream
(Nükleer Bilimler) akışyukarı (akışın zıt yönünde)
upstream
suyun kaynağına doğru
upstream
ırmagın yukarısındaki
upstream
akıntıya karşı, akış yukarı
upstream
ırmağın yukarı kısmına doğru. s. ırmağın yukarısındaki
upstream
ırmağın yukan kısmına doru
ألمانية - الإنجليزية
in front of
upstream
der Grenze vorgelagert
pre-border