Mary çok güzel bir kız.
- Mary is a very nice girl.
Çok güzel görünümlü bir el yazısı var.
- She has very nice-looking handwriting.
Biz güzel bir yemek yedik.
- We had a lovely meal.
Meg'in güzel bir yüzü var.
- Meg has a lovely face.
İki oğlan sevimli bir kediyle yalnız yaşıyorlardı.
- The two boys lived alone with a lovely cat.
O, sevimli köpeğin kendine ait olmasını diledi.
- She wished the lovely dog belonged to her.
Ve yolun her adımında benim arkamda olan sevgili karım Kate'e teşekkür etmeliyim.
- And I must thank my lovely wife, Kate, who was behind me every step of the way.
Hoş bir gece geçirdim.
- I had a lovely night.
Eğer para kazanmak için buradaysan, Amerika bulunmak için hoş bir yer.
- America is a lovely place to be, if you are here to earn money.
... of all, solar power is very nice, but it's twice as expensive as fossil fuel technology ...
... Mr. Weiner: Oh, very nice. ...