verwandte

listen to the pronunciation of verwandte
ألمانية - التركية
n {fer'vantı} r,e hısım, akraba
akraba

Bütün akrabalarıma, tanıdıklarıma ve arkadaşlarıma doğum günümü kutladığınız için çok teşekkür ederim. Beni çok mutlu ettiniz. - Ein herzliches Dankeschön an alle meine Verwandten, Bekannten und Freunde für die zahlreichen Glückwünsche zu meinem Geburtstag. Es hat mich sehr gefreut.

Ne kadar sıklıkta akrabalarını ziyaret ediyorsun? - Wie häufig besuchst du deine Verwandten?

الإنجليزية - التركية

تعريف verwandte في الإنجليزية التركية القاموس.

relation
ilişki

Sanırım John'un Jane ile olan ilişkilerini çok fazla okuyorsun. - I think you're reading too much into John's relationship with Jane.

O ülke, Amerika Birleşik Devletleri ile diplomatik ilişkileri kesti. - That country broke off diplomatic relations with the United States.

relation
ara

O iki problem arasında herhangi bir yakınlık görmüyorum. - I don't see any relation between the two problems.

Aramızdaki ilişkiler bozuk gibi görünüyor. - Relations between us seem to be on the ebb.

kinsfolk
kiminse kodağından kimseler
kinsman
erkek akraba/kohum
kinsman
erkek akraba
kinswoman
bayan akraba
relation
akraba

O, onun uzak bir akrabasıdır. - He is a distant relation of hers.

Onunla akrabalığınız nedir? - What's your relation with him?

kinsfolk
{i} akrabalar
kinsfolk
{i} soy sop
kinsfolk
akraba
kinsfolk
hısım
kinsman
{i} akraba (erkek)
kinsman
(isim) akraba (erkek)
kinswoman
(isim) akraba (kadın)
kinswoman
{i} akraba (kadın)
kinswoman
kadın akraba
relation
{i} bağ

En büyük nimet sağlık, en büyük zenginlik kanaat, en büyük bağ da vefadır. - Health is the greatest gift; satisfaction the greatest wealth; fidelity the greatest relation.

relation
{i} söyleme
relation
{i} bağlantı