ألمانية - التركية
تعريف unwiderstehlich في ألمانية التركية القاموس.
- {'unvi: dırşte: lih} dayanılmaz, karşı konulmaz
- dayanılmaz, karşı konulmaz
- kahhar
- karşıkonulmaz
الإنجليزية - التركية
تعريف unwiderstehlich في الإنجليزية التركية القاموس.
- compelling
- {s} zorlayan
- compelling
- zorlayarak
- compelling
- çetin
- compelling
- dayatmacı
- irresistible
- (Tıp) irrezistibl
- irresistible
- can dayanmamak
- compelling
- {f} zorla
- irresistible
- dayanılmaz
Mary hakkında onu dayanılmaz yapan bir şey var.
-There's something about Mary that makes her irresistible.
Tom'u dayanılmaz buluyorum.
-I find Tom irresistible.
- compelling
- zorla(mak)
- irresistable
- İrresistible kelimesinin alternatif yazılışı
- irresistable
- Dayanılamaz, karşıkonulamaz, cazibeli
- compelling
- gerektir/zorla
- compelling
- {s} zorlayıcı
- compelling
- {s} ilgi uyandıran
Bu çok ilgi uyandıran bir hikaye.
-That's a very compelling story.
- compelling
- {s} saygı uyandıran
- compelling
- gerektiren/zorlayan
- compellingly
- mücbir bir şekilde
- compellingly
- gerektirerek/zorlayarak
- irresistible
- {s} karşı konulmaz, dayanılmaz, çok çekici
المصطلحات ذات الصلة
ألمانية - الإنجليزية
تعريف unwiderstehlich في ألمانية الإنجليزية القاموس.
- compellingly
- irresistibly
- compelling
- resistless
- irresistible
I find you irresistible.
-Ich finde dich unwiderstehlich.
He found her irresistible.
-Er fand sie unwiderstehlich.
- ırresistible
- irresistable
- unwiderstehlich, verlockend (Essen)
- moreish, morish
- Der Wein ist vollmundig, fein strukturiert, unwiderstehlich eben/halt.
- The wine is full-bodied, gently textured, just irresistible