Onun asla cesareti eksik değil.
- He is by no means wanting in courage.
Sonuç asla tatmin edici değildi.
- The result was by no means satisfactory.
Bu kesinlikle kolay okunmuyor.
- This is by no means easy reading.
Çeviri kesinlikle kolay değil.
- Translation is by no means easy.
O hiçbir şekilde anjelik değildir.
- She is by no means angelic.
Onun açıklaması hiçbir şekilde tatmin edici değil.
- Her explanation is by no means satisfactory.
Onun açıklaması hiçbir şekilde tatmin edici değil.
- Her explanation is by no means satisfactory.
O hiçbir şekilde mutlu değildi.
- He was by no means happy.