My father can fly an airplane.
- Babam uçak uçurabiliyor.
The airplane flies at a speed of five hundred kilometers per hour.
- Uçak saatte beş yüz kilometre hızla uçar.
The aeroplane landed safely.
- Uçak güvenli bir şekilde indi.
The aeroplane must carry some spare fuel.
- Uçak biraz yedek yakıt taşımalıdır.
My friend is studying aircraft engineering.
- Arkadaşım uçak mühendisliğinde okuyor.
This aircraft is capable to dogfight and bomb at the same time.
- Bu uçak it dalaşı yaparken, bombalama yapabilme kabiliyetine sahip.
The plane took off on time.
- Uçak zamanında kalktı.
The plane arrived exactly at nine.
- Uçak tam olarak dokuzda vardı.
The aeroplane landed safely.
- Uçak güvenli bir şekilde indi.
The aeroplane must carry some spare fuel.
- Uçak biraz yedek yakıt taşımalıdır.