الإنجليزية - التركية
تعريف to transport students to school, often to achieve racial integration في الإنجليزية التركية القاموس.
- bus
- otobüsle götürmek
- bus
- anayol
- bus
- otobüsle gitmek
Otobüsle gitmek çok zaman alacak mı sence?
-Do you think it will take long by bus?
Taksiye binmek yerine otobüsle gitmek daha ekonomik.
-It's more economical to go by bus instead of taking a taxi.
- bus
- otobüs
Otobüs on beş dakika içinde istasyona gelecek.
-The bus will arrive at the station in fifteen minutes.
Evim otobüs durağına yakın.
-My house is close to a bus stop.
- bus
- (Bilgisayar) Veriyolu, veri hattı
- bus
- bus boy lokantada kirli tabakları toplayan işçi
- bus
- bus bar elektrik bağlama çubuğu
- bus
- {i} otomobil veya uçak
- bus
- ili binek otomobili
- bus
- yol
O yolculuk için hazırlanmakla meşgul.
-She is busy preparing for the trip.
Kaza olduğunda neredeyse otobüsteki yolcuların hepsi uyuyordu.
-Almost all of the passenger in the bus were asleep when the accident happened.
- bus
- veriyolu yol
- bus
- otobüsle taşı
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف to transport students to school, often to achieve racial integration في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- bus
to transport students to school, often to achieve racial integration
الواصلة
to trans·port students to school, of·ten to a·chieve ra·cial in·te·gra·tionالنطق
Resimler
السابق
المفضلات