Çinliler cana yakın bir millettir.
- The Chinese are a friendly people.
Almanlar tutumlu bir millettir.
- Germans are a frugal people.
Yahudiler Tanrı tarafından seçilmiş bir ulustur.
- Jews are a people chosen by God.
Bir ankete göre, insanların beşte üçü uluslararası konulara ilgisiz.
- According to a survey, three in five people today are indifferent to foreign affairs.
Kasabada veya kasabanın yakınında bir veya iki büyük fabrika kurulduysa, insanlar iş bulmaya gider, ve yakında bir endüstriyel alan büyümeye başlar.
- After one or two large factories have been built in or near a town, people come to find work, and soon an industrial area begins to develop.
Seyahat, insanları bilgili yapar.
- Traveling makes people knowledgeable.
Dünyada bazı insanlar, açlıktan çeker.
- Some people in the world suffer from hunger.
Dünyanın her yerinde çok sayıda insanlar barış istiyorlar.
- A lot of people want peace all over the world.
İnsanları işaret etmek kalabalıktır.
- It is rude to point at people.
Sözcünün etrafında büyük bir kalabalık toplandı.
- A crowd of people gathered around the speaker.
Tom piyanosunu taşımak için ona yardım edecek bazı kişiler arıyordu.
- Tom was looking for some people to help him move his piano.
Cömertlik bazı kişilerde doğuştandır.
- Generosity is innate in some people.
Biz hiç kimsenin kendi kısa vadeli kazançları için Amerikan halkından yararlanmadıklarından emin olacağız.
- We're gonna make sure that no one is taking advantage of the American people for their own short-term gain.
Yanan arabalar, ölen insanlar vardı ve kimse onlara yardımcı olamadı.
- There were cars burning, people dying, and nobody could help them.
Yüz elli kişi maraton yarışına girdi.
- One hundred and fifty people entered the marathon race.
Sadece birkaç kişi beni anladı.
- Only a few people understood me.
He would not be alone, who all things can; / But peopled Heav'n with Angels, Earth with Man.