الإنجليزية - التركية
تعريف to share or partake في الإنجليزية التركية القاموس.
- take part
- yeralmak
- take part
- katıl
Korkarım ki bu gece toplantıya katılamayacağım.
-I'm afraid I won't be able to take part in the meeting tonight.
Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir.
-Everyone has the right to take part in the government of his country, directly or through freely chosen representatives.
- take part
- katil
- take part
- Katılmak,(Yarışmaya katılmak)
- take part
- katılmak
Ben şahsen oyuna katılmak istiyorum.
-For myself, I would like to take part in the game.
Eğer mümkün olursa, bir sonraki toplantıya katılmak istiyorum.
-If it's at all possible, I'd like you to take part in the next meeting.
- take part
- rol almak
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف to share or partake في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- take part
They had cake and ice cream, but he did not take part.
to share or partake
الواصلة
to share or par·takeالتركية النطق
tı şer ır pärteykالنطق
/tə ˈsʜer ər pärˈtāk/ /tə ˈʃɛr ɜr pɑːrˈteɪk/
Resimler
السابق
المفضلات