İhtiyacımız olan tüm parayı sağlamak için sana güveniyoruz.
- We're banking on you to provide all the money we need.
Kolonlar sağlam bir temel sağlamaktadır.
- Columns provide a solid foundation.
Hükümet programa katılan firmalara faizsiz kredi sağlayacak.
- The government will provide interest-free loans to firms that participate in the program.
O,genç olduğu için,geçimini sağlayacak büyük bir aileye sahip.
- Young as he is, he has a large family to provide for.
Senin ve kız kardeşinin ihtiyaçlarını karşılamak için elimden gelenin en iyisini yapıyorum.
- I'm trying my best to provide for you and your sister.
O, ailesinin ihtiyaçlarını karşılamak için gece gündüz çalışır.
- He works day and night to provide for his family.
İşe yarar bir yardım var mı?
- Is there any help available?
Bu olumlu fırsattan yararlandım.
- I availed myself of this favorable opportunity.
O boşuna çite tırmanmaya kalkıştı.
- He attempted to climb the fence to no avail.
Biz sorunu birkaç kez tartıştık ama boşuna.
- We have discussed the problem several times but to no avail.
... provide ...
... MR. ROMNEY: The president said that the government can provide the service at lower ' ...