to name, call, entitle, honor, adorn

listen to the pronunciation of to name, call, entitle, honor, adorn
الإنجليزية - التركية

تعريف to name, call, entitle, honor, adorn في الإنجليزية التركية القاموس.

title
{i} başlık

1986'da Sally Ride To Space and Back başlıklı bir kitap yayınladı. - In 1986, Sally Ride published a children's book titled To Space and Back.

Evet, bu başlık alıntı yapılacak. - Yes, this title is to be quoted.

title
(isim) başlık, isim, sıfat, ünvan, ad, marka, hak, sahiplik
title
(Bilgisayar) adı

O senin söz ettiğin kitabın adını bilmiyor. - She doesn't know the title of the book you're talking about.

O bir şarkı söyledi, ki onun adını bilmiyordum. - She sang a song, the title of which I did not know.

title
senet
title
altın borsası
title
görevi
title
konu başlığı
title
{f} isimlendir
title
şampiyonluk
title
serlevha
title
hak
title
{i} isim
title
kitaba ad koymak
title
{i} sahiplik
title
{i} ünvan

Biri ondan daha iyi bir ünvanla ortaya çıkabilmeliydi. - Someone should've been able to come up with a better title than that.

Boksör, ünvan maçı için kilo kaybetmek zorundaydı. - The boxer had to lose weight for the title match.

title
tasarruf belgiti
title
{i} marka
title
{i} sıfat

İnek sıfatını gururla taşırım. - I would proudly carry the title of nerd.

الإنجليزية - الإنجليزية
{v} title
to name, call, entitle, honor, adorn
المفضلات