to make sure

listen to the pronunciation of to make sure
الإنجليزية - التركية

تعريف to make sure في الإنجليزية التركية القاموس.

ensure
garantiye almak
ensure
{f} sağlama almak
ensure
{f} sağlamak

Tom bu tür bir şeyin tekrar olmamasını sağlamak için gücü dahilinde her şeyi yapacağını söyledi. - Tom promised to do everything within his power to ensure that this kind of thing wouldn't happen again.

Bu tür hataların gelecekte olmamasını sağlamak için elimden geleni yapacağım. - I will do my best to ensure that such mistakes do not occur in future.

ensure
{f} garanti etmek
ensure
{f} sigorta etmek
make sure
tahkik etmek
make sure
unutmamak
make sure
garantiye almak
ensure
garantıye almak
ensure
sağlamak temin etmek
ensure
(Ticaret) teminat altına almak
ensure
olmasını kesinleştirmek
make sure
garantilemek
make sure
sağlam kazığa bağlamak
make sure
(deyim) güvence vermek
make sure
bakmak
make sure
garanti etmek
ensure
emin ol
ensure
(olmasını) kesinleştirmek
make sure
(deyim) inandırmak
make sure
emin ol

Ondan önce, gerçekten emin olsak iyi olur. - Before that, we had better make sure of the fact.

Yola çıkmadan önce her şeyi kapattığınızdan emin olun. - Make sure you turn everything off before you leave.

ensure
(İnşaat) kesinleştirmek, sağlamak
make sure
-dan emin olmak, -i sağlama almak, -i temin etmek
make sure
emin olmak

Tom Mary'nin iyi zaman geçirdiğinden emin olmak için zahmete katlandı. - Tom went out of his way to make sure Mary had a good time.

Tom kilitli olduğundan emin olmak için kapısını iki kez kontrol etti. - Tom double-checked his door to make sure it was locked.

make sure
kontrol etmek, bakmak
ensure
garanti et
ensure
(Mukavele) sağlamak, kesinleştirmek, garanti etmek
make sure
emin olmak için gerekeni yapmak: Make sure the door is locked! Kapıyı kontrol et!/Kapı kilitli mi, bir bak! Make sure he doesn't come! Ne
make sure
sağlama bağlamak
make sure
temin etmek
make sure
sağlama almak
الإنجليزية - الإنجليزية
ensure
To verify; to recheck; to use extra care or caution

When you leave, make sure you lock the door behind you.

make certain, verify
make a point of doing something; act purposefully and intentionally
to make sure

    التركية النطق

    tı meyk şûr

    النطق

    /tə ˈmāk ˈsʜo͝or/ /tə ˈmeɪk ˈʃʊr/

    فيديوهات

    ... to make sure we maintain our technological lead and our people are skilled and able to ...
    ... them on a criminal basis. Look, I want to make sure we use our oil, ...
المفضلات