Canınızı sıkmak istemiyorum.
 - I don't want to bore you.
Zaten bildiğin şeyleri tekrarlayarak seni sıkmak istemiyorum.
 - I don't want to bore you by repeating things you already know.
Mary oyundan sıkılmış gibi görünüyor.
 - Mary seems to be bored with the game.
Tüm öğleden sonra video oyunlarından sıkılmadın mı?
 - Do you not get bored of videogames all afternoon?