Kıskançlık, Amerikan yaşamının ana gerçeğidir.
 - Envy is the central fact of American life.
Komşu kadın neredeyse kıskançlıktan öldü.
 - The neighbor woman nearly died of envy.
Haset etmek günahtır.
 - To feel envy is a sin.
Kıskançlık imrenme ile aynı değildir. İkisini karıştırmayın. Bir fark var.
 - Jealousy is not the same as envy. Do not confuse the two. There is a difference.
Bir yandan da ona imreniyorum; tam olarak ne istediğini biliyor ve onu elde etmekten çekinmiyor.
 - In some ways, I envy him; he knows exactly what he wants and he's not afraid to take it.
Yedi ölümcül günah şunlardır: kibir, kıskançlık, açgözlülük, öfke, şehvet düşkünlüğü, oburluk ve tembellik.
 - The seven deadly sins are: pride, envy, greed, anger, lust, gluttony and sloth.
İyi şanslarından dolayı diğerlerini kıskanma.
 - Don't envy others for their good luck.
Kıskanç ölür ama kıskançlık asla ölmez.
 - The envious die, but envy never does.
Komşu kadın neredeyse kıskançlıktan öldü.
 - The neighbor woman nearly died of envy.
But that sweet Cordiall, which can restore / A loue-sick hart, she did to him enuy .