Bir rüyayı yaşıyorsun ve rüya sona ermek üzere.
- You are living a dream, and the dream is about to end.
Öyle sona ermek zorunda değil.
- It doesn't have to end like that.
Tom buna bir son vermek istiyor.
- Tom wants to end this.
Sami kendi hayatına son vermek istedi.
- Sami wanted to end his life.
Fadıl evliliği sona erdirmek istedi.
- Fadil wanted to end the marriage.
Onlar sadece İngiliz egemenliğini sona erdirmek için savaştılar.
- They had just fought a war to end British rule.
O, filmin bitiminde çok farklı.
- She's very different at the end of the movie.
Oyunun bitimiyle birlikte müthiş bir sevince büründük.
- As soon as the game ended, we became overjoyed.
Saat kaçta dersiniz biter?
- At what time does your class end?
Onların tartışması sonunda berabere bitti.
- Their argument eventually ended in a draw.
İyi başlayan iyi biter.
- A good beginning makes a good ending.
O, kendini öldürmeye çalıştı fakat o başarısızlıkla sonuçlandı.
- He tried to kill himself but it ended in failure.
Tatil bitmek üzeredir.
- The vacation is close to an end.
Onun bitmeyen masallarından sıkıldım.
- He bored me with his endless tales.
Evime gelmek için zahmet etmeyin.
- Don't bother to come to my house.
Ebeveynlerimin evine gelmek ister misin?
- Would you like to come to my parents' house?